İncelikler Yüzünden
08 Nisan 2024 10:38

İncelikler Yüzünden

Güzel konuşmak, ince düşünmek, halden anlamak, sevmek, düşeni kaldırmak, sarılmak… Hep bedava biliyorsunuz değil mi?

                                                 Farid Farjad

Son yıllarda incelik, zarafet, nezaket gibi kavramlar gittikçe kayboluyor gibi. Toplu taşımalarda, sosyal medyada, yollarda, her yerde tanık olduğumuz davranışlar, konuşmalar çok üzücü…

Çocukken öğrenmiştik parayla ilgili konuşmamak gerektiğini. Giysilerimize, eşyalarımıza ödediğimiz para söylenmezdi. Şimdi durup dururken anlatıyor herkes her yerde…

Hesap ödenirken masa altında çıkarılan paralar şimdi poker masasında dağıtılan kartlar gibi dağıtılıyor çocuklara…

Şimdilerde veren el, alan ele kendini gösterme telaşında…

Yediğimiz, içtiğimiz gösterilmezdi. Şimdi her şey herkesin görebileceği gibi servis ediliyor…

Hediye, getirenin ve başkalarının yanında açılmazdı. Şimdi açılmazsa ayıp…  

Kişi kendisi anlatmıyorsa, hasta olan kişinin hastalığıyla ilgili arka arkaya sorular sorulmazdı.  Şimdi bir soruyu yanıtlayamadan, bir diğeri geliyor. ‘Geçmiş olsun’ dan öte öncelikli amaç, kendisiyle karşılaştırmak…

 Değişen dünyaya ayak uydurmak gibi bir çabamız olmasa da ne yazık ki zaman zaman biz de bu düzenin içinde bir yerlerde buluyoruz kendimizi… 

***

Gülten Akın, “Ah kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya,” der İlkyaz şiirinde…

İnce ruhlu insanların daha çabuk incineceğine inanılır. Bazen de çok hassas olmakla suçlanırlar. İncelik, nezaket, merhamet zayıflık olarak görülür genelde… Oysa ne güzeldir böyle insanlarla olan iletişimimiz, arkadaşlığımız, komşuluğumuz… Kırıp dökmeden, yormadan, yorulmadan yol alırız… Güven duygumuz hep en öndedir… Saygımız, sevgimiz bâkidir…

***

Uzmanlar, düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımızın bütünsel olduğunu söylüyor. Hepsi    birbiriyle  ilintili. İnce düşünmek kendiliğinden getiriyor nezaketi, zarafeti, inceliği… Bu duygular hoşgörü ve sabırla iç içe gibi… En yakın örneği annemiz. Tanıyan herkes bilir inceliğini… Boşuna yazılmamıştır o şiirler Türkân hanıma… Şimdilerde unutsa da çok şeyi… Unutmuyor halen zarafeti, nezaketi, inceliği… Öylesine bütünleşmiş…

***

Bizim evde her şey konuşularak çözülürdü. Bilmeden yanlış yaptığımızda annem ya da babam, bağırıp çağırmadan, azarlamadan konuşur, doğrusunu anlatırlardı… Böyle yetiştirilince de insan, annesinden babasından yemediği azarı, üstelik de hiç suçu yokken başkasından yediğinde önce şaşıp kalıyor. Sonra elbette ki çok incinip, kırılıyor… Karşı taraf gibi davran(a)mayınca da sessizce uzaklaşıyor…

Goethe, boşuna söylememiş şu sözü;

 “Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.”

***

Seçim öncesi tramvayda iki kişinin konuşmasına tanık oldum. Son derece laubali bir şekilde şöyle diyordu biri diğerine, “Siz ancak kırmızı kar yağdığında görürsünüz birinci parti olmayı.”  

Yemek masalarına konan yiyecekler azaldıkça, sabahları çocuğunu okula gönderen annelerin üzüntüsü arttıkça…

Bir de hiç suçu olmayan insanlar azarlanıp, hor görüldükçe, kırılıp, incindikçe uzaklaştılar… Güven duygularını yitirdiler…

Özetle;  Aşk her şeyi affetmedi!

Ve sonunda; Evet! Kırmızı kar yağdı ülkemize...

Hem de 1 Nisan’da…

Bahar geldi sonunda…

Sevinçli bir bayram dileğiyle…

 

 

 

 

 

 

Güncelleme: 08 Nisan 2024 10:44
koto 19 mayıs
nazende 19 mayıs
Nabi abi
Nabi abi
KSO 19 mayıs
Nabi abi
Nabi abi
X