Kanko: Hükümetin ekonomi politikası, fakirden alıp zengine dağıtmak!

18 Nisan 2024 13:30
“Emeklinin ve asgari ücretlinin maaşından çalan hükümet faiz lobisine, saraylara ve yandaşlara aktardığı paraların bedelini yine vatandaşa ödetmeye çalışıyor” diyen CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko Hükümetin yanlış ekonomik politikalarını vatandaşa yeni vergi ve zam olarak döneceğini belirtti

Son dönemde Türkiye'nin ekonomik tablosu, ciddi endişe verici boyutlara ulaştığının altını çizen Kanko, konuyla ilgili
yaptığı değerlendirmelerde şu ifadelere yer verdi; “Bugün ülke olarak içinde bulunduğumuz endişe verici durumun
temelinde hükümetin izlediği yanlış ekonomi politikaları yatıyor. Bu politikaların en somut göstergelerinden biri ise
Merkez Bankası'nın 2023 yılı için gerçekleşen 818 milyarlık zararı. Bu muazzam zarar ülke kaynaklarının faize,
yandaş müteahhitlere ve israfa aktarılmasından kaynaklanmaktadır.

EKONOMİ SAĞLIKLI ŞEKİLDE YÖNETİLMİYOR

Merkez Bankası'nın bu kadar yüksek bir zarar ile karşı karşıya olması, ekonominin derinliklerinde ciddi sorunların
olduğunu işaret ediyor. Zararın bu boyutta olması, sadece geçici bir finansal sıkıntıya işaret etmiyor, aynı zamanda
uzun vadeli ekonomik yönetimin ciddiyetsizliğinin de bir göstergesi. Bir ülkenin merkez bankasının böylesine yüksek
bir zarar ile mücadele etmesi, ekonominin sağlıklı bir şekilde yönetilmediğini gösterir. Bu durumun temelinde, hükümetin popülist ve kısa vadeli politikaları yatıyor. Özellikle son dönemde sık sık yapılan mali disiplin ihlalleri, kamu harcamalarının kontrolsüz bir şekilde artırılması ve verimsiz projelere kaynak aktarılması, ekonominin dengesini bozmuş durumda. Bunun sonucunda ise Merkez Bankası gibi kritik bir kurumun bu denli borçlanmaya zorlanması kaçınılmaz hale gelmiştir.

ÜLKE İÇİN DAHA BÜYÜK RİSKLER ORTAYA ÇIKABİLİR

Hükümetin ekonomi politikalarındaki bu yanlış yönelim, sadece Merkez Bankası'nın zararıyla sınırlı kalmıyor.
Enflasyonun kontrolsüz bir şekilde artması, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, yatırımcı güveninin sarsılması gibi
birçok sorun da ortaya çıkmış durumda. Bu durumun düzeltilmesi için ise hükümetin acil ve sağlıklı ekonomi
politikaları benimsemesi gerekmektedir. Öncelikle, mali disiplinin sağlanması ve kamu harcamalarının kontrol altına alınması gerekmektedir. Verimliliği artıracak yapısal reformlar yapılmalı ve ekonominin rekabet gücü artırılmalıdır. Ayrıca, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına ve etkinliğine daha fazla önem verilmeli ve piyasalara güven sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, hükümetin ekonomi politikalarındaki yanlış yönelimler, Türkiye'nin ekonomik istikrarını tehdit
etmektedir. Merkez Bankası'nın 818 milyarlık zararı, bu yanlış politikaların somut bir göstergesi olmakla birlikte,
ekonominin sağlıklı bir şekilde yönetilmediğinin en temel göstergelerindendir. Hükümetin acil bir şekilde doğru ve
sürdürülebilir ekonomi politikalarını benimsemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomik sorunlar daha da
derinleşebilir ve ülke için daha büyük riskler ortaya çıkabilir.

ÜLKENİN EKONOMİ SAĞLIĞI MERKEZ BANKASIYLA DOĞRUDAN İLİŞKİLİ

Bir ülkenin ekonomisinin sağlığı, Merkez Bankası'nın durumuyla doğrudan ilişkilidir. Ancak, Türkiye'de Merkez
Bankası'nın bu kadar büyük bir zarar açıklaması, sadece ekonomik yönetimin başarısızlığını değil, aynı zamanda
ekonomi politikalarının ne denli çıkmaza girdiğini de gösteriyor. Bu zarar, yanlış para politikaları ve yönetimdeki
karar alıcıların ekonomiye yeterli bir vizyonla bakamamasının sonucudur” dedi.

“İktidar ülkeyi o kadar adaletsiz yönetiyor ki fakirden alıp zengine dağıtıyor” diyen Kanko; “Hükümet kendine yakın
iş adamlarının milyarlarca lira vergi borcu siliyor buna karşın vatandaşın sırtına daha fazla vergi ve faiz yüklüyor. Bu
durum, sadece halk arasında adaletsizlik duygusunu körüklemekle kalmıyor, aynı zamanda vergi sistemine olan
güveni de sarstığı için ekonomik istikrara zarar veriyor. Bu tür ayrıcalıklar, ekonomik eşitsizlikleri artırarak toplumda
daha büyük bir kutuplaşmaya neden oluyor.

UZUN VADEDE DAHA FAZLA ZARAR 

Kredi kartı ve kredi faizlerinin artırılması ise zaten zor durumda olan vatandaşın sırtındaki yükleri artırmaktadır.
Ekonomik olarak sıkıntı içinde olan vatandaş mecburen kredi kartı ve ek hesap kullanmak zorunda kalıyor. Buradaki
faiz oranlarının artırtılması vatandaşı iyice borç bataklığına sürüklemekten, bankaların kucağına itmekten başka bir
şey değil. Bu politika, ekonomik olarak kötü durumda olan vatandaşları daha da sıkıntılı duruma sokmakla kalmıyor,
aynı zamanda tüketim ve yatırımı da olumsuz etkileyerek ekonomik büyümeyi engelliyor. Faizlerin artırılması,
enflasyonla mücadele adı altında yapılan bir hamle gibi gösterilebilir ancak bu, ekonominin gerçek sorunlarını
çözmekten ziyade geçici çözümlerdir ve uzun vadede daha fazla zarar verebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
koto 19 mayıs
nazende 19 mayıs
Nabi abi
Nabi abi
KSO 19 mayıs
Nabi abi
Nabi abi
X